Deniz 25 adım ötedeydi.
Sahilden, Cumhuriyet Caddesi'nden, gelince Çilek Sokağı'nın sağ başındaki ev çok güzeldi. İtalyanlar zamanında yapılmıştı.
Bodrum'un eski Belediye Başkanlarından Dr. Mümtaz Ataman'a ait olan bu güzel evi Erol Simavi satın almıştı. Ben inşaat yaparken Erol bey de bu binanın bakımını yaptırıyordu.
Sonradan benim de ustam olan Salih (Akçaalan) usta, binanın üst köşesindeki bir kadın başını tamir ederken önce çözemediği bir şeyin sonradan kadının küpesi olduğunu keşfettiğini coşkuyla anlatmıştı. Şimdi ne zaman o köşeye baksam hep Salih ustayı hatırlarım.
Erol beyle bir süre komşuluk yaptım. Sonra Erol bey, o evi tekrar eski sahiplerine, Atamanlara sattı. Böylece yıllar sonra, komşularımdan çok methini duyduğum, Perihan Ataman’ı tanıma fırsatını buldum.
Perihan hanım, Mühimmat Zabiti Kadri bey ile Leman hanımın kızları. Kadri bey, askerliğini yaptığı Preveze'de Leman hanım ile tanışıp evlenmiş. Kadri bey savaş yıllarında Korfu adasına esir düştüğünde Leman hanım kızına hamileymiş. Aile çok büyük sıkıntılar içinde Preveze'den İzmir'e göç etmek zorunda kalmış. Perihan hanım 1913 yılında İzmir'de dünyaya gelmiş. Kadri bey, kızını ancak 1916 yılında savaş esirliğinden serbest bırakıldığı zaman kucağına alıp bağrına basabilmiş.
13 yaşında annesini kaybeden Perihan hanım, 20 yaşında Bodrum Belediye Başkanı, Dr. Mümtaz Ataman ile evlenmiş. Önce oğulları Ural, sonra sırasıyla kızları Yonca ve Mine dünyaya gelmiş. Mümtaz beyin ilk evliliğinden olan Şadan Göktepe ise Perihan hanım için kendi evlatları ile eş değerde olmuş.
Perihan hanımın büyük kızı Yonca Döğerli 2000 yılında bir kitap yazmış. “Dur Bakalım Anne” adındaki bu kitabı aslında Yonca hanım tüm aile bireyleriyle birlikte yazmış. Herkes kendi açısından anne Perihan'ı, anneanne Perihan'ı, nana Perihan'ı anlatmış. Hatta bir komşu kızı olan Belkıs Koparanoğlu da kitapta yerini almış.
Perihan Ataman'ın, "Yeni tanıdığım komşuma sevgilerimle" diye imzalayıp verdiği bu kitabın önsözünü, biraz kısaltarak, buraya almak istiyorum.
“Sevgili Anneciğim, Sana bu mektubumu, bir yüzyılın bittiği yeni bir yüzyıla girdiğimiz günlerde yazıyorum. (…) İnsanların dünyadaki önemi, bıraktıkları ‘iz’ ile belirlenir.
Sen, bu dünyaya önemli iz bırakabilen kişilerden birisin. İnsan, yaşadığı dünyaya, yakınlarına, çevresine bıraktıkları kadar önemlidir. Sen, bu dünyada hepimize en başta sevgi bırakıyorsun. (…) İstedim ki; ardından gelen kuşaklar Perihan Ataman'ın nasıl bir yaşam yolculuğu yaptığını, evlatlarını nasıl yetiştirdiğini, nasıl bir babanın kızı, nasıl bir beyefendinin eşi, nasıl bir toplamun hanımefendisi olduğunu öğrensinler” (…)
![]() |
Perihan Ataman |
Her ailenin yazılmaya değer bir kişisi, hatta kişileri muhakkak vardır. Yeterki ailede bunun önemini kavrayacak bir gönüllü olsun. Yonca Döğerli'yi, hem kendi yazma kararlılığı, hem de diğer aile bireylerinin yazmalarına öncülük ettiği için kutluyorum.
Ali Döğerli ise kayınvalidesinin “çevresine güven veren, güler yüzlü, herkes tarafından sayılan ve sevilen, ağır başlı kişiliği derhal belli olan" özellliklerine gıpta ettiğini yazıyor, tüm yazılanlara yürekten katılıyor.
Perihan Ataman ile ne yazık ki çok birlikte olamadım. Çünkü son yıllarda sağlık nedenleriyle Bodrum’a gelemiyordu. İstanbul’da ise birbirimize sık sık telefon ediyorduk. “Sizinle sohbet etmek hoşuma gidiyor” derdi.
Perihan Ataman'ı 2009 yılında kaybettik.
Bir güzel insan daha bu dünyadan geçti gitti.
Bu kItabi nereden bulabilirim acaba dur bakalim anne
YanıtlaSil