Dışişleri Bakanlığı NATO Dairesi'nde çalışıyordum.
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yapılan uzun araştırma ve soruşturmalardan sonra işe alındım.
Göreve başlamadan önce birçok maddelerden oluşan bir belge imzaladım. Özetle, değil bakanlıkta çalışırken, bakanlıktan ayrıldıktan sonra da, yazdıklarımla, gördüklerimle, duyduklarımla ilgili hiç kimseye hiçbir şey söylemeyeceğim. Zaten ketum bir insanım. Özellikle o yıllarda.
Dışişleri Bakanlığı'nın yurtdışı temsilciliklerinden gün boyu gelen kriptolar; açılır, okunur, daktilo edilir, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere Başbakan ve diğer ilgili kuruluşlara gönderilirdi. Dünyada ne olup bittiğini ilk duyan kişi olma özelliğimiz vardı.
O sabah, 1958 yılının 14 Temmuz sabahı, her sabah gibi, işe gittim. Biraz sonra Bağdat Büyükelçiliğimizden kriptolar gelmeğe başladı. Bağdat'ta kanlı bir darbe olmuştu. Kral Faysal, Veliaht Abdülillah ve Başbakan Nuri El Said Bağdat Paktı'nın Londra'da yapılacak olan Konsey Toplantısı'na katılmak üzere hava meydanına giderken öldürülmüşlerdi ve Abdülkerim Kasım yönetime el koymuştu.
İlk saatlerde gelen haberlerin içeriği devamlı değişiyordu. Öğlene doğru daha sağlıklı bilgiler gelmeye başladı.
Demokrat Parti iktidardaydı. Adnan Menderes Başbakan'dı. Ve Nuri El Said, Menderes'in çok yakın dostuydu.
Saat 13.00'e doğru bakanlıktan ayrıldım. Olgunlar Sokağı'nın tepesindeki Bankacı Sokağı'nda oturuyorduk. Yokuşu nefes nefese çıktım. Kapıyı yumruklayarak çaldım. Annem ve ağabeyim şaşkın bir vaziyette bana bakıyorlardı. "Radyoyu açın, Bağdat'ta ihtilal oldu. Kral, Naip, Başbakan hepsi öldürüldü. Cesetleri yerlerde sürükleniyor" diye bağırdım. Annem ve ağabeyim, ikisi birden, radyoya koştu.
13.00 haber bülteni başladı. İlk haber olması lazım. Bülten bitti. Bağdat'tan tek kelime yok.
Hepimiz şaşkın. Özellikle ben. Yazdıklarımla, gördüklerimle, duyduklarımla ilgili hiç kimseye hiçbir şey söylemeyeceğime dair imza vermiş olan ben daha da şaşkın.
***
O gün BBC'yi dinleyenler Bağdat'ta olup bitenleri öğrendi. Diğerleri, yani büyük çoğunluk, ancak ertesi günü TRT'den öğrendi.
ÇOK GÜZEL BİR YAZI...........zevkle okudum.......
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAhmet'ciğim, senin kuşağın bu anlattıklarımı bilmez. Ancak okurlarsa öğrenirler. Dilerim okurlar. Sana da okuduğun için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSil