Çok büyük paraydı.
Ve benim o kadar param yoktu.
CENTO'dan bir maaş karşılığı borç alma olanağım vardı.
Ama yetmiyordu.
Bana sevgili Orhan (Karul) yardım etti.
Hem bono verdi, hem de akıl.
***
3 Ocak 1977'de babam öldü.
Abla (babamın ikinci eşi) bir süre sonra, beni İstanbul'a çağırdı.
Ağabeyime verdiği gibi bana da 60 bin lira verdi.
O tarihte 60 bin lira büyük paraydı. Şimdi buna kimse inanmaz.
Parayı gece otobüsünde yanımda taşımak istemediğim için Ataköy İş Bankası'ndan Bodrum İş Bankası'na havale yaptırmıştım.
Bu paranın verdiği cesaretle evin temelini atmaya karar verdim.
***
Önce bir müteahhit bulmam gerekiyordu.
Çünkü Ankara’da oturuyordum ve çalışıyordum.
Benim adıma inşaatı yürütecek biri lazımdı.
Fethi Berk, Aktur'un şantiye şefi idi.
Onunla anlaştım.
60 bin lirayı ona verecek ve sonra her ay maaşımdan belli bir oranda para gönderecektim.
***
Sıra bir mimar bulmaya gelmişti.
Ama iyi bir mimar.
Estetik anlayışıma uygun bir mimar.
Sevinç Karasapan Soysal’ın önerisi ve Suzan Acar’ın teşvikiyle
Mimar Beyhan Türer'de karar kıldım.
Beyhan bey, Galatasaray ve Teknik Üniversite Mimarlık Fakültesi'nden mezun, bilgili, kültürlü ve yetenekli bir beydi.
Ama zor bir adamdı.
Hem de çok zor.
Ben o evi sabrımla bitirdim.
Zaten herkes merak ederdi, ne zaman kavga edeceğiz, ne zaman ipleri koparacağız diye.
İnat ettim.
Ne kavga ettim, ne de ipleri kopardım.
Bu sayede Beyhan bey Bodrum’da ilk kez bir ev bitirmiş oldu.
Çünkü inşaat sırasında tepesi attığı zaman, “ya ben, ya kalfa” dermiş.
Beyhan beyden bunalan mal sahibi de “kalfa” dermiş.
Beyhan beye de inşaatı bırakıp gitmekten başka çare kalmazmış.
Beyhan beyin yaptığı proje tam istediğim gibiydi.
Tabii o projenin oluşmasında çok emeğim vardı.
İlk gün Halikarnas Oteli'nde buluştuk.
Tam dört saat nasıl bir ev istediğimi anlattım.
Laf bitmedi.
Ertesi günü Kale'nin altındaki çay bahçesinde tekrar buluştuk.
Bir o kadar da orada anlattım.
İki günlük buluşmamızı duyan müteahhit bey çok şaşırdı.
"Sizi duyan da tatil köyü yaptırıyor zannedecek.
Alt tarafı 42 metrekarelik ev yaptırıyorsunuz" dedi.
***
Temel Atma Töreni'ni 15 Ocak 1978 Pazar günü sabah saat 09.00'da yapmak istiyordum.
CENTO'dan arkadaşım sevgili İzzet Çetin tam istediğim gibi bir davetiye hazırladı.
Yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan tüm akraba, dost ve arkadaşlarımı bu törene davet ettim.
Bodrum'un erkanını ve eşrafını da çağırdım.
Komşularım da geldi.
Ankara'dan gelemeyen arkadaşlarım, yerlerine temsilci gönderdiler.
Ailemden kimse yoktu.
***
Bodrum'a her gidişimde çeşitli otel ya da pansiyonlarda kalırdım.
Örneğin kışın Heredot'ta, yazın Nereid'te.
Bu kez Martı Pansiyonu'nu tercih etmiştim.
Martı, Nereid'in sırasında, Balıkçı'dan sonra, Azmakbaşı'na doğru, diğerleri gibi denizin üzerindeydi.
Sahipleri Hüseyin ve Emine Özlen kendi halinde insanlardı.
Oğulları Kadri o zamanlar delikanlıydı.
***
Arsamın önündeki meydana iskemleleri dizdim.
Misafirlerime hindistan cevizli lokum ikram ettim.
Kibare Uslu’nun Şükriye (Cengiz) yengesi temelin bir köşesine okunmuş pirinç, diğer bir köşesine para, başka bir köşesine de ayna koydu.
Ben de son köşeye boş bir rakı şişesi koydum.
Vur patlasın - Çal oynasın bir yaşam için.
***
Kurbanı, Mehmet Özgüreli (Dalavera Mehmet) kesti.
Sonra tüm davetliler, sırayla, temele toprak attı.
Resimler çekildi.
Herkes çok hoştu.
Ben de çok hoştum.
Bir kaç ay sonra 50 yaşıma basacaktım.
Tabii, o gün, 18 yaşında olmayı çok isterdim.
Ama bu işler, eğer aileden kalmazsa, öyle erken yaşlarda pek olmuyor.
![]() |
Kibare'nin Şükriye (Cengiz) yengesi, temelin köşelerine
okunmuş pirinç, ayna ve para koyduktan sonra temele toprak atıyor.
|
![]() |
İlhan Berk. |
![]() |
Ankara'dan törene gelemeyen arkadaşımı kocası temsil ediyor. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder