22 Ağustos 2010 Pazar

24.2.24.3 GÜLBEN ANANİAS

Bir sonbahar günü Bodrum'un girişindeki bir eve götürdüler beni. O evi gelip geçerken görüyordum ve içini çok merak ediyordum. Evin beyi toprak tencere satıyordu. Onları görecektim. Hatta satın alacaktım.

Gülben'i böyle tanıdım. O günlerde Şili'li Victor Ananias ile evliydi.

O gün orada zamanı unuttuk. Güneş batana kadar kaldık. Kucağımda toprak tencerelerle evden çıkarken Gülben'le de yeni bir dostluğun ilk adımlarını atmış oluyordum.

Gülben, Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü'nden mezundu. Çok hoş bir kadındı. Hatta Akademi'nin en güzel kızı olduğu söylenirdi.

Onunla çok güzel bir dostluğum oldu. Kasabaya her gelişinde muhakkak bana uğrardı. Eğer o zaman ki bilgisayarımın disketi çökmemiş olsaydı anlatacak çok öyküm olurdu.

***
Victor, Şili’de dişçilik okuluna gitmiş. Almanya'da Ortodonti ihtisası yapmış, orada tanıştığı Gülben Süngütay’ın arkasından Bodrum’a gelmiş. 1968’de evlenmişler. İki yıl burada oturduktan sonra zorunlu olarak Almanya’ya gitmişler.  Çünkü Victor çalışma izni alamadığı için Bodrum’da bir işe girememiş. Hatta bir dişçi yanında çalışmaya bile razı olmuş ama mümkün olmamış.

1971 yılında bir oğulları olmuş. Ona da Victor Ananias adını vermişler. Ama biz
ona Vitito derdik. Yoksa  yalnız ben mi derdim. Hatırlamıyorum.

***
Victor Almanya’da muayenehane açmış. 7 Yıl çalışmış. Çok güzel paralar kazanmış. Her Bodrum’a gelişlerinde ya bir değirmen ya da bir toprak almışlar ve bu evi yapmışlar. Bunları bir yatırım olarak yapmamışlar, Bodrum’u sevdikleri için, burada yaşamayı istedikleri için yapmışlar.

Bu evin yapımında yerli ustalar kullanmışlar. Ustalar,  evi harç ile yapmak istemişler. Ama Gülben karşı çıkmış. Toprak ile suyu  karıştırarak yapılmasında ısrarcı olmuş.

Her şey yolunda gitmiş.  Duvarlar kalın, pencereler küçük. Böylece evlerinin yazın serin, kışın sıcak olmasını sağlamışlar.

Damına da kat kat bambu, okaliptüs, zakkum, deniz eriştesi ve normal toprak konmuş sonra onlar sıkıştırılmış ve en üstüne Geren toprağı serilmiş. Kenarları biraz kalın tutulmuş. Başlangıçta Geren'in üzerine her yıl yenisi serilmiş sonra o kadar sertleşmiş ki bir daha gerek duyulmamış böylece yağmurda damın akması önlenmiş.

***
Viktor, elinde iki sertifika olmasına karşın, çalışma müsaadesi alamadığından işsiz kalmış ve Kumbahçe Mahallesi’ndeki Zambak Sokak'ta bir fırın açmış. Taze öğütülmüş tam buğdaydan, mayasız ekmek yaparmış. Yumuşak ekmeğe alışık olan Bodrumlular bu sert ekmeği pek sevmezlermiş. Ama Kibare Uslu, “Bir dilim yerdim karnım doyardı” diyor. Victor aynı zamanda Şili’de çok sevilen, Empanada adında sebze ile yapılan bir poğaça da yaparmış. Ve diğerleriyle beraber, bazen çıplak ayak yürüyerek bazen de bisiklete binerek sokak sokak dolaşır onları satarmış.

***
Gülben sonraki yıllarda Yalıkavak’ın girişinde bir ev aldı. Karşısındaki alana buğday ekti, yetiştirdi, topladı, öğüttü ve kendi ekmeğini yaptı.

Eski beslenme biliminin yeniden çağdaş biçimde canlandırıcısı olan Dr. O.Z.A Ha’nischi tarafından yazılan kitabın çevirisini yaptı. Kitap, "Daha Çok Buğday Yiyelim" adı ile Redhouse tarafından yayınlandı.

Gülben, hep doğal yaşamdan yana oldu.

***
Günlerden bir gün ressam Fahir Aksoy ve iki arkadaşıyla beraber Yalıkavak’tan geçerek Türkbükü’ne gidiyorduk. Selahattin Hilav bizi bekliyordu. Sırf tanıştırmak amacıyla Gülben’e seslendim. Bahçede yemek pişiriyordu. Israrla bizi içeri çağırdı.

Evin bahçesinde küçük bir çadır vardı. Oğul Victor çadırda oturuyordu ve annesinin o gün pişirdiği yemeğin tıpkı eşini odun ateşi üzerindeki toprak kapta pişiriyordu. Bizimle hiç ilgilenmiyordu.

Gülben’den ve özellikle doğal hayata dair anlattıklarından etkilenen Fahir ve arkadaşları bir türlü kalkmak bilmediler. Sonunda Gülben bizi yemeğe alıkoydu.

Yer sofrasına oturduk. Oğul Victor bize katılmadı.

Herhalde çok acıkmıştık. Kaşıklarımızı elimize aldık, tam ortadaki çanağa daldırmak üzereydik ki Victor bizi durdurdu. Elele tutuştuk. Bir çember oluşturduk. Victor dua okudu. Sonra yemeğe başladık. Babamın yemeğin sonunda yaptığı duayı Victor yemeğin başında yapıyordu.

Her zaman hatırlanacak bir gündü.

***
Sonra nasıl oldu bilmiyorum, Gülben Bodrum'dan ayrıldı. Fethiye’nin bir dağ köyüne gitti, orada tek başına yaşadı.

Zaman zaman Bodrum'a gelir Demir Tatil Köyü'ndeki teyzesinde birkaç gün kalırdı. Geldiğini duyar duymaz onu görmeğe giderdik. Hepimiz Gülben’i severdik.

***
Sonra nasıl oldu bilmiyorum, Gülben Bodrum'dan ayrıldı. Galiba Victor'dan da ayrıldı. Çünkü Fethiye’nin bir dağ köyüne gitti,  orada tek başına yaşadı.

***
Tabii bu arada yıllar geçti. Küçük Vitito büyüdü. Victor Ananias oldu. Annesinin tutkusunu, dorukta, sürdürdü.

Örneğin, Buğday adında bir dergi çıkarttı. Ekolojik Yaşam Derneği’ni ve yüzde yüz Ekolojik Pazarları kurdu.

Uluslararası Ekolojik Tarım Kuruluşları tarafından geleceğin 5 liderinden biri olarak gösterildi.

***
Victor, bilgisini herkesle paylaşırdı. Ne zaman, nerede, ne sorsam hiç üşenmez muhakkak cevap verirdi.

Türk Kuyusu’na giden yolun üzerinde Buğday adında bir lokantası vardı. Kocaman bir mutfak. Mutfakta birden çok ocak. Her ocağın üzerinde toprak kaplar. Kapların içinde yiyecekler. Tavandan sarkan çeşitli otlar.

Victor bu malzemelerle harika yemekler yapardı.

Yemeği yedikten sonra onu yanıma çağırırdım. “Anlat bakalım bu yemeği nasıl yaptın” derdim. O anlatır, ben not alırdım. O notları hâlâ saklıyorum.

Gülben'e bunu söylediğimde, "Madem not adınız niçin yazmıyorsunuz" dedi. Doğru acaba bunu şimdiye kadar neden düşünmemiştim. İşte onlardan bazıları:

Buğday Yemeği:


Akşamdan pişirilmiş buğdayı zeytin yağında döndür.

İçine ince kıyılmış kabak, biber, soya sosu koy.

Buğday Salatası:

Akşamdan pişirilmiş buğdayın içine mısır, bezelye, havuç, kereviz, tahin, z.yağ, limon koy.

Patlıcan Yemeği:

Patlıcanı halka halka doğra. Soğan, z.yağ biraz da su ilave et. Fırına koy. Domates, z.yağ, kimyon, sarımsak, zencefil... Hepsini mixerdan geçir. Patlıcanın üzerine dök. Tekrar fırına koy.

Pilav (Siyah pirinç):

İki ölçü pirinci üç ölçü su ile haşla. Üzerine soya sosu, zerdeçal, curry koy.

Taze Fasulye:

Haşla. Üzerine soğan, fındık, kimyon, tahin, limon koy.

Barbunya:

Haşla. Havuç, yeşil biber, soğan, sumak. Yağda döndür. Barbunyanın üzerine dök. Maydanoz koy.

***
Ne yazık ki sevgili Victor Ananias'ı en verimli çağında kaybettik. 40 yaşındaydı.

***

Uzun zamandır görmediği annesini görmek için dağ köyüne gelmişti. Beraber ormanda dolaşırken yerde bulduğu bir mantarı yedi. Ertesi günü  gene ormana gitmelerini istedi. Çünkü aynı mantardan biraz daha alacak, İstanbul'a götürecek, tahlil yaptıracaktı.  Fakat mantarı yediği gece zehirlendi ve olan oldu. 

Tabii Victor'un  ölümüne çok üzüldüm.

Onu tanıdığımda 5-6 yaşlarında bir çocuktu. Evlerine toprak tencere almak için gittiğim gün yerde oturuyordu. Annesi iki bacağının arasına beyaz kumaş bir peçete sermişti. Üzerinde fındıklar vardı. Ve bizimle hiç ilgilenmeden, hiç yaramazlık yapmadan onları yiyordu.

Bugün Victor'u hep o haliyle hatırlıyorum.

***
Gülben’in ilk eşi Meftun Olgaç’tan olan oğlu Yaman Olgaç Bodrum’da yatçılık yapıyordu. Halen yapıyor mu bilmiyorum. Çoktandır haberleşmedik. Zaman çok acımasız. Bazen dostluklar bıçakla kesilir gibi kesiliyor.

***
Her yıl olduğu gibi o yıl da Askeri Müze’deki "Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı Festivali"ne gitmiştim. Standlar arasında dolaşırken Victor’un fotoğrafı ile karşılaştım. Sanki fotoğrafı değil kendisiydi.

Hemen önünde durdum ve bu fotoğrafı çektirdim.

***
Elimde bir kitap var. Yeni aldım  ve okumaya başladım.

YAŞAM DÖNÜŞÜMDÜR
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği  yayına hazırlamış.
Yayın hakkı Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic.A.Ş.'ye ait.

1. baskı / Mart 2012
2. baskı / Ocak 2016

Acaba ben bu kitabı neden bu kadar geç gördüm? İki buçuk yıllık bir kayıp.


       Kitabın ön yüzü.


       Kitabın arka yüzü


Kitapta, "Victor'un ardından" diye bir kısım var. Bazı yazarların yazdıklarını kapsıyor. Onlardan biri de Güneşin Aydemir'ir Victor'la yaşamım... yazısı. O yazıyı sizlerle paylaşmayı çok isterdim.

Güneşi Aydemir
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümünden mezun. 
2002 yılından bu yana 
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği'nde 
çalışıyor. (Internetten)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder