Ben üçüncü günü 22 Kasım Cumartesi günü gidecektim. Çünkü değerli dostum,
Ali Murat Güldoğan (Murat Hoca) o gün “Evrensel Enerjiyi Yönlendirme Sanatı REİKİ” başlıklı bir Workshop (Çalıştay) yapacaktı.
Murat Hoca ile 2003 yılında bir doktor muayenehanesinde birbirimize enerji verirken tanışmıştık. Okumakta olduğum kitapları söylemiştim. İlgi duymuştu. İsimlerini yazmamı istemişti. Dostluk böyle başlamıştı. Ne zaman enerji istesem göndermiş, her ameliyat öncesi, ameliyathaneyi mor ışıklarla temizlemiş, mikroplardan arındırmıştı.
Murat Hoca, o gün kendi konuşması bittikten sonra benim de bir konuşma yapmamı
İstedi. Ben de katılımcılara Murat Hoca ile ilgili bir anımı anlattım:
Sol kalça ameliyatı öncesiydi. Doktorum, “Yoğun Bakım'da 13 tane yatağımız var. Bu yataklardan bir tanesi size ayrılacak. Ama eğer o gece acil bir hasta gelirse yatak ona verilecek” dedi.
“Ben ne olacağım” dedim. Sizi bir cankurtarana koyacaklar, anlaşmalı bir SSK hastanesinin yoğun bakım kısmına gönderecekler, eğer o hastanede de yer yoksa başka bir SSK hastanesine, orada da yoksa boş yer bulana kadar dolaştıracaklar” dedi. Yani o hastane bu hastane derken yollarda ölecektim. Tıpkı gazetelerde okuduğum gibi. Vakıf Gureba Hastanesi’nde benim yatak odam en üst kattaydı. Dış avluya bakıyordu. Acil’in girişini pencereden görüyordum ve sabaha kadar cankurtaranlar siren çalarak hasta getiriyordu. Bu yoğun trafikte acaba o yatak beni bekler miydi?
Reiki Ustam Ali Murat Güldoğan’ı aradım. Durumu anlattım. Murat Hoca, “Merak etmeyin. O yatak sizi bekleyecek” dedi. İster inanın ister inanmayın, o yatak beni bekledi. Çünkü o gece ya cankurtaranlar hiç gelmedi ya da gelenler kapıdan içeri girmedi başka bir yere gitti.Konuşmam bitmişti. İki hanım koşarak yarıma geldi.
Teşekkür ederken gözlerinde yaşlar akıyordu.
Ali Murat Güldoğan'ın Reiki Çalıştayı'ndaki konuşmam
(22 Kasım 2014)
 |
| Murat Hoca ile Fethi Paşa Korusu’na Erguvanları seyrederken |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder