Ciciannemin (Refika teyzemin) kayınbiraderi İbrahim (Erdoğu) beyin damadı, Mabeyinci Faik beyin oğlu, Abdurrahman Lütfi Özgermi, Sümerbank, Alım ve Satım Müessesi, Ankara Mağazası Müdürü'ydü. Ciciannem, "Eti senin, kemiği bizim" dedi. Ben memur oldum.
Canım anneciğim, hiç istemedi benim çalışmamı. "Sadece üç ay için" dedi. Eksiğimiz acaba neydi ki annem üç ayda o eksiğin giderileceğini düşünmüştü.
Sümerbank'ta çalışan insanlar, biraz farklı bir ortamın insanlarıydı. Yahut ben farklı bir ortamdan geliyordum. Örneğin, sigara içiyordum. Japone kollu elbise giyiyordum. Her yaz İstanbul'a gidiyor, denize giriyor, Ankara'ya kahverengi dönüyordum. Her cumartesi akşamı Ankara Palas'a baloya gidiyordum. Bazı hafta sonları ağabeyim ve arkadaşları, beni ve arkadaşlarımı pikniğe götürüyorlardı. Süreyya'da, ya da İntim'de sabahlara kadar dans ediyordum. Ve işten kaçıp bitişikteki berber dükkanında futbol maçı seyrediyordum.
Müdür Yardımcımız Mustafa Cura en çok bu son söylediğime şaşmıştı. Meğer ben, berber dükkanında çığlık çığlığa maç seyrederken annem telefon etmiş. Beni masamda bulamayan odacı eliyle koymuş gibi berber dükkanında bulmuştu. Koşarak gelirken koridorda Mustafa beyle karşılaştım. Nereden geldiğimi sordu. Ben de söyledim. Mustafa bey, "anneniz duysa ne kadar üzülürdü" dedi. Halbuki annem Fenerbahçe'nin attığı golün müjdesini vermek için beni aramıştı.
Birlikte çalıştığım erkekler Hacettepe'nin kabadayılarıydı. Örneğin Osman, Behzat ve diğerleri. Osman'ın soyadı Özyürek'ti, ne yazık ki Behzat'ın soyadını, diğerlerinin de isimlerini hatırlamıyorum.
Hacettepe'nin kabadayıları beni olduğum gibi kabul ettiler. Ne beni kendilerine, ne de kendilerini bana benzetmeye kalktılar. Ne Ankara Palas'a gelip benimle dans etmek istediler, ne de pikniğe gelip benimle beraber olmak.
Aslında bunları yapmayı çok istediler. Ama yapmadılar.
Fazla mesai yaptığımız karlı kış gecelerinde beni evimden işime, işimden evime taşıdılar. Ben onlara çok şey borçlu olduğum halde onlar bana, "Sen bize Marshall Yardımı'sın" dediler.
Tüm çalışma hayatımda onlar gibisine bir daha rastlamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder