22 Ağustos 2010 Pazar

24.2.16.11 ÇARŞIDA TATLICI DÜKKANI

Çarşıda bir tatlıcı dükkanı vardı. Kürt Yusuf dedikleri gibi Kör Yusuf da derlerdi. Adı, Yusuf Özkan'dı. Dükkanın karşılıklı iki kapısı vardı. Biri bu taraftaki sokağa bakarken diğeri öbür taraftaki sokağa bakardı. İstediğiniz taraftan girebilirdiniz. Sadece bir taraftaki kapının önünde masalar ve iskemleler olurdu.

Sabah kahvaltısı için giderdim. Tereyağı ve bal yerdim. Taze ekmekle. Süt içerdim. Un kurabiyesi alırdım.

Hanımı İstanköy'den gelmeydi. Hamur işlerini o yapardı.

Bodrumlu, dondurmayı ilk kez o dükkanda gördü.

Dört çocukları vardı. İki oğlu doktor oldu. İki kızından küçük olanı Muazzez Ata'nın öğrencisiydi.

Zaten bu yazdıklarımın çoğunu komşum, arkadaşım, akıldaşım, bilgidaşım, fikirdaşım sevgili Muazzez Ata'dan öğrendim.

Artık Bodrum'da böyle tatlıcı dükkanları yok. Halbuki Bodrum'u Bodrum yapan onlardı. Ve ben o Bodrum için, Bodrum'a gelmiştim.

Tabii bir benim için o tatlıcı dükkanı kalamazdı. Nitekim kalmadı.

Yusuf Özkan'ın çıraklarından biri olan Muharrem, ustasından öğrendiklerini İçmeler'de açtığı dükkanda sürdürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder