Diyelim yaşarken, aile mezarlığında kendinize bir
yer alıyorsunuz.
İlk heves renkli sardunyalar dikiyorsunuz.
Ama kış gelince sardunyalar çürüyor.
Üzülüyorsunuz.
Bakıcısı, “Osmanlı çimi dikelim” diyor.
Çünkü onlar yaz - kış diktiğiniz gibi duruyorlar.
Solmuyorlar. Kurumuyorlar.
Mevsimlerle uyum içinde olan Osmanlı çimi insanlarla
uyum içinde olamıyor.
Çünkü insanlar onları söküp götürüyor.
***
Hayvan barınağındaki köpekleri gecenin bir saatinde
salıveriyorlar. Ve mezarlığa doğru yönlendiriyorlar.
Herhalde nasıl olsa orada vicdanlı birileri vardır,
yiyecek bir şeyler verirler diye düşünüyorlar.
***
Köpek nereden bilsin o toprağın altında
günü gelince birinin yatacağını.
Şimdiden başlıyor toprağı eşelemeye.
Hatta def-i hâcetini yapmaya.
***
Yozlaşma her yerde var.
Mezarlıkta bile.
Yoksa demir kafes mi yaptırmalı.
Ne insanlar çimi çalsın, ne de köpekler işesin diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder