Marina'da 100 yıllık Antigone adlı teknesinde eşi Peyzaj Mimarı Hiltrud ve kedisiyle birlikte yaşıyordu.
Kıştı.
66 ayak uzunluğundaki teknenin oturma alanı olarak kullanılan kısmında her türlü araç ve gereç vardı. Bir de küçük bir soba.
Sanki bir tekne değil bir evdi.
Benim için olağandışı olan bu yaşama biçimi onlar için çok olağandı.
Peki, bu ortamda kedi ne yapıyordu? Patisini denize uzatıyor ve tuttuğu balığı yiyordu. Böyle anlatıyorlardı.
***
1979'da Bodrum her ne kadar Halikarnas Balıkçısı'nın yaşadığı günlerdeki gibi değilse de gene de Bodrum'du.
Marina'da kış aylarında çoğunlukla yabancılar kalırdı. Akşamları, genelde, Gemibaşı Lokantası'na gelirlerdi. Ben de giderdim. Bodrum'da en sevdiğim lokantaydı Gemibaşı.
Ocakta yanan odunların renkli ışığı, yabancıların hiç içki içmiyorlarmış gibi dingin duruşları, yemeklerin ve servisin ayrıcalığı ve dışarıda yağan yağmuru pencereden seyretmenin keyfi. Beni etkilerdi.
***
Zaman içinde Wolfgang ailesiyle dost oldum. Ağırbaşlı, efendi insanlardı.
Wolfgang 1927 yılında Berlin'de doğmuş. 1977 yılında "Işık Sahilleri" Ege ile tanışmış, Türk sahillerini keşfetmiş. 1978 yılında Bodrum'a yerleşmiş.
***
Wolfgang yurtiçinde ve yurtdışında sayılamayacak kadar çok sergi açtı.
Prof. Zahit Büyükişleyen, bir kez bana, "Wolfgang Türkiye'de pek tanınmaz ama Almanya'da çok tanınır" demişti.
Çok büyük boyutlarda suluboya resimler yapardı.
1982'de Ankara'da, Evrensel'de, 1990'da İstanbul'da Gorbon Sanat Galerisinde, 1992'de Ankara'da Arda Sanat Galerisi'nde sergiler açtı.
Sanat eleştirmeni Prof. Kaya Özsezgin, Gorbon Sanat Galerisi'nde açtığı serginin afişine, " ... kendini zorlamadan şarkı söyler gibi resim yapıyordu, öylesine rahat ve dingin bir çalışma temposu tutturmuştu ... " diye yazmıştı.
***
Uzun yıllar teknede yaşadıktan sonra, Bodrum Lisesi'nin arkasındaki siteden üç katlı bir ev aldı. Zemin kat atölyesiydi.
Artık kedisine ilaveten bir de köpeği vardı.
Hiltrud mükemmel bir eşti. Yaşamı paylaşmışlardı. Wolfgang sanatı ile uğraşırken Hiltrud da Antigone ile uğraşıyordu.
***
Wolfgang'ın gönlü gibi sofrası da zengindi. Görgülü ve terbiyeliydi. 2004'ün son günlerinde öldü.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder