7 Nisan 2010 Çarşamba

35. BİR MEKTUP

Her Salı akşamı saat 20.30'da TRT 2'de "Gündemde Sanat Var"
 adlı bir program var. (*)

Bilmiyorum kimler izliyor.
Ben izliyorum.

İçerik olarak çok beğendiğim bu programın sonunda Attila İlhan bir konuşma yapıyor.

***
9 Temmuz 1996 Salı akşamı Attila İlhan, "size bu akşam Maria Missakian'dan söz edeceğim. Ondan size birçok kereler söz ettim ama nasıl tanıştığımızı galiba anlatmadım" dedi ve başladı anlatmaya.

50'li yıllar. Paris'te bir Cafe'de tanışmışlar. Büyük bir aşk yaşamışlar. Onu Türkiye'ye getirmek için çok uğraş vermiş. Ama olmamış. Geçenlerde Ankara'daki yayıncısından bir tomar posta gelmiş. O yığın içinde gözü bir tanesine takılmış ve zarfı eline almış. Evet! Maria Missakian'dan. 46 yıl sonra.

Attila İlhan, hepimizin gözünün içine bakarak hüzünlü bir sesle, "onbeş gündür hiç bir iş yapamıyorum" dedi.

Ve, "hadi şimdi açın Yağmur Kaçağı'nı ve Maria Missakian'ı okuyun" diye ekledi.

***
Televizyonun başında dona kaldım. 46 yıl sonra gelen mektup.
Ve bu keyfi başkalarıyla paylaşma, paylaşabilme.
Hiç gözünü kırpmadan, "onbeş gündür hiçbir iş yapamıyorum" diyebilme.

***
Tabii bu duygulu an beni salt Attila İlhan'a ait bir olay olarak etkilemedi.

Bir rastlantı, ben de 30 yıl aradan sonra, tam o günlerde, böyle bir mektup almıştım.

Bodrum dönüşü, kapıcımın yazıhanemin üstüne bıraktığı onlarca zarfın içinden bir tanesine, bir önsezi ile, elimi uzatmış ve o çok tanıdık el yazısı ile karşılaşmıştım.

***
Ertesi günü Beyoğlu'na çıktım ve Yağmur Kaçağı kitabını aldım.

maria missakian

yüksek kaldırım'da bir akşam
maria missakian'ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım

kasım'da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam
döküp saçıp boşaltsam

içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam
gözleri balıkçıl gözleri
dudaklarında tutup rüzgarı

maria missakian adında biri
gelse göğsüne kapansam
gece gölgesine sokulsam
gökyüzünde bulutlar büyüseler

yağmuru dinlesem anlatsam
şimşekler kırılıp dökülseler
bizi sokakta bıraksalar
leylekler üşüyüp gitseler

dönüp arkalarına bakmadan
yine akşam oldu Attila İlhan
üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
belki paris'te maria missakian

avuçlarında bir çarmıh acısı
gizlice bir sefalet gecesi
çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
sana kaçmayı tasarlar her akşam

-------------------------
(*) TRT 2, en tutulan, en sevilen, en beğenilen programları yayından kaldırmayı
çok sevdiği için artık böyle bir program yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder