"Tatlı-acı" birçok şey.
Bir de Necati, Elvan ve Mazhar.
Necati Ceylan, CENTO kapandıktan sonra çalışmadı. Ankara’da oturuyor. Büyükbabalığın tadını çıkartıyor. “Sultanım” dediği beni her doğum günümde arar ve her seferinde, “İnsanlığı ben senden öğendim” der.
Fikret ve Ayten Otyam'ın kızları olan Elvan, Ali Baransel'le evlendi. İki oğlu oldu. CENTO’dan sonra Anadolu Ajansı'nda çalıştı. Genel Müdür Yardımcısı oldu. Şimdi emekli. Ankara’da oturuyorlar. Ama artık Bodrum’da da evleri var. Beni hiç unutmadı.
Mazhar Vardar, CENTO'dan sonra özel sektörde çalıştı. Bodrum’a yerleşti. Nurol Yönetim Kurulu Başkanının Baş Danışmanı ve Oasis Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi’nin Genel Müdürü oldu. Dostluğumuz eskiden olduğu gibi saygılı, sevgili ve keyifli sürüyor.
Yıllar sonra Mazhar ile yollarımız Bodrum'da kesişti. O artık Nurol Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı'nın Başdanışmanı ve OASİS Alışveriş, Kültür ve Eğlence Merkezi'nin Genel Müdürü oldu. Ve bana internetten aşağıdaki yazıyı gönderdi:
SİZ BENİM İŞ HAYATIMDAKİ EN ÖNEMLİ VE
İLK YÖNETİCİMDİNİZ...
SANTRALDA GÖREV YAPTIĞIM DÖNEMDEKİ MUHATABIM, RAHMETLİ MEHMET İYİGÜN'DEN GERİYE KALAN HİÇBİR ŞEY YOK...
AMA, SİZ, SIFIR KİLOMETREDE BAŞLADIĞIM İŞ YAŞANTIMDAM UNUTULMAZDINIZ.
NEDEN?
GÖREVİNİZE VERDİĞİNİZ ÖNEM,
İŞ PRENSİPLERİ VE TİTİZLİĞİNİZ VE
PERSONELİNİZİN ÖZELİ DAHİL ÜSTLENDİĞİNİZ SORUMLULUKLA, SEVGİYLE, ONLARDA BIRAKTIĞINIZ DERİN İZLERDEN DOLAYI...
SİZİ ÇOK SEVİYORUM.
NEDEN?
ÇÜNKÜ…. ::)
MAZHAR OĞLUNUZ
Bunlar tatlılar.
Bir de acılar var.
Tabii hepsini yazmayacağım. Sadece ikisini.
Birincisi, Pakistanlı bir Political Secretary vardı. Bana çok kaba davranırdı. Bir türlü nedenini çözemezdim. CENTO'dan ayrılacağı gün telefon etti. Bana kaba davranmasının nedenini uzun uzun anlattı. Çünkü bana hayrandı.
Bu örneği yaklaşık elli yıl süren çalışma hayatım için çoğaltabilirim. Ama ne gereği var?
İkincisi, yanımda çalışan altı kişiden "biri" olan bir bey beni İngiliz müdürümüze şikayet etmek istemiş. Bunun için hazırladığı Türkçe yazıyı, CENTO'nun en iyi İngilizce bilen bir hanımına tercüme ettirmiş.
O çok güzel İngilizce bilen hanım benim çok yakın arkadaşımdı.
O arkadaşım o yazıyı İngilizceye çevirmek yerine o beyi böyle bir şey yapmaması için ikna edebilirdi.
Etmeliydi.
Ben olsam öyle yapardım.
Sonuç. CENTO kapandı. Hepimiz dağıldık. Değer miydi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder