15 Ekim 2008 Çarşamba günü, Trança’da, masanın etrafında 20 kişiydik.
Ve bu toplantılar her Çarşamba yapılıyordu. Yani günü ve saati önceden biliniyordu.
Üyenin, Çarşamba gününe başka bir program koymaması ve toplantıya gelmesi beklenirdi.
Hatta anlatılanları iyi dinlemesi, not alması, soru sorması, eleştirmesi, akşam eve gittiğinde de büyük yemeğin yendiği sofrada gündüz konuşulanların aile bireyleriyle paylaşılması hatta tartışılması gerekirdi.
ÇYDD’nin Bodrum Şubesi Başkanı Melek Öneş’e bu konudaki düşüncelerimi söylediğimde “A! Olcay Hanım, siz geleceksiniz diye 20 kişi vardı, yoksa biz o toplantıları 3-5 kişiyle yapıyoruz” dedi.
Halbuki o günlerde ÇYDD’nin 184 üyesi vardı.
Tabii bu ilgisizlik beni üzdü.
Ama yaradılışım gereği her yaptığım işin beni zenginleştirdiğine inandığım için, YOZLAŞMA hakkında bir dosya oluşturmama vesile olan bu söyleşiyi yapmış olmaktan gene de memnuniyet duydum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder