Eskiden de İstanbul’a Anadolu’dan çok gelen olurdu.
Yalnız onlar azınlıkta oldukları için bize uyarlardı.
Şimdi bizler azınlık olduk. Onlar çoğunluk.
***
12 daireli apartman demek 12 ayrı kültür demek.
Tabii kolay değil farklı kültürlerden gelen insanlarla
aynı apartmanda yaşamak.
***
Bizi en çok rahatsız eden, ayakkabılarını dışarıda
çıkartmaları ve orada bırakmaları ve koridoru kendilerine
ait avlu zannetmeleri.
***
Herkesin bir beslenme tarzı var. Birbirine uymayan.
Yemek pişirirken ya pencereyi ya balkon kapısını ya da
her ikisini açmak lazım.
***
Elektrikli süpürge gibi bir aletimiz varken hâlâ kilim, halı gibi
şeyleri silkeliyoruz. Yukarı katta oturan temizlenirken aşağı
katta oturan tozlanıyor.
***
Dış kapıyı biz açıyoruz. Ama önce ekrana bakıyoruz. Geleni
görüyoruz. Sonra butona basıyoruz. Çünkü gelen yalnız satıcı
olmuyor, bazen hırsız da oluyor.
***
Çöpümüzü apartman yöneticisinin öngördüğü saatte kapımızın
önüne koyuyoruz. Tabii çok da özen gösteriyoruz. Örneğin, yemeği
veya çayı suyu ile değil, sularını süzdükten sonra torbaya koyuyoruz
ve torbanın ağzını da sıkıca bağlıyoruz.
***
Aidatı gününde ödemeye gayret ediyoruz. Yöneticiyi zor durumda
bırakmamak için. Bazı sakinler bu konuda sorun çıkartıyor.
Yozlaşma her konuda kendini gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder