23 Ağustos 1990 Perşembe

18. “ÖDÜL”

(06 AĞUSTOS 2005)

Yıl 1946.

Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün Müdürü ile, haftalık Politika Gazetesi için, röportaj yapacağım.

Tutku halinde gazeteci olmak istiyorum.

Lise 1 öğrencisiyim.

Gazetenin başyazarı Nihat Tangören’in eşi annemin ahbabı.

Röportajı yaptım. Götürdüm.

Nihat Bey annemi aramış, “Kim yazdı?” demiş.

Annem de, “Kendisi” demiş.

İlk yazım 28 Aralık tarihinde yayımlandı.

***
Gerçi Nihat Bey annemin “Kendisi” yanıtına pek inanmamış ama beni gene de DTCF’ye gönderdi.

Gittiğim yerlerde de inanmıyorlardı zaten. Hem yaşım küçüktü hem yaşımdan daha da küçük gösteriyordum.

Röportajı yaptm. Götürdüm.

Gazete, ekonomik nedenlerden kapandı.

Yazım çıkmadı.

Benim de gazetecilik hayatım bitti.

***
Yıl 2004.

İlk yazım 15 Eylül tarihli günlük Yarımada Gazetesi’nde yayımlandı.

Bir gün önce 77 yaşına basmıştım. Ve 77 yaşımı tamamlamaya az kala birincilik ödülü ile taçlandırıldım.

Hayatta hiçbir şey geç değil ve hiçbir şey bitmiyor.

***
Kazandığım ödülün ana başlığı “Günlük Toplumsal Yazılar”.

Öncelikle, bana ülkemde olan her şeyden kendimi sorumlu hissetmemi öğreten büyüklerime (atalarıma) teşekkür ediyorum.

Sonra sırasıyla yazılarımı destekleyen Yarımada dostlarıma, basılmalarını

onaylayan Yarımada yöneticilerine ve bu ödülü almam için bana oy veren Muğla Gazeteciler Cemiyeti Üyeleri’ne teşekkür ediyorum.

Son teşekkürüm okuyucularıma.

***
Aslında Yarımada Gazetesi çalışanlarının tümünün bizim aldağımız ödüllerde emekleri var. Biz sahnede olduğumuz için görünüyoruz. Aslında hak edenler görünmeyenler.

Ben ödül alan diğer yazarları da kutluyorum.

Ama en çok Haber – Yorum Dalı’nda ödül alan Umut Aybar’ı kutluyorum.

Niçin mi?

Çünkü Umut’la aramda tam 60 yıl var.

Onunla farklı kulvarlarda olsa bile aynı yarıştı koşmak bana kıvanç veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder