25 Ağustos 1990 Cumartesi

38.498 YERLEŞİYORUM

BODRUM’DAN GETİRDİKLERİM,

İSTANBUL’DA BİRİKTİRDİKLERİM.

BİR YANDAN BİRİKTİRİYORUM

BİR YANDAN ARŞİVİMİ KÜÇÜLTMEK İSTİYORUM.


KÜÇÜLMEK DEMEK YOK ETMEK DEMEK.

KIYAMIYORUM.

***

ÖN BALKONU KAPATTIKTAN SONRA

ORASI BAHÇE GİBİ OLDU.
ÇOK SEVİYORUM.

SABAHLARI GAZETEMİ ORADA OKUYORUM.

***

İKİ KİTAPLIK YAPTIRDIM.

BİRİ BALKONUN SOL TARAFINDA. 

REİKİ KİTAPLARINI KOYDUM.

DİĞERİ SAĞ TARAFTA 

SANAT KİTAPLARINI SIRALADIM.

***

BÜYÜK KÜTÜPHANEDEN SÖZ ETMİYORUM.

O AYRI BİR KONU.

***

KAHVERENGİ AHŞAPTAN YAPILMIŞ,

ENİ GENİŞ, BOYU KISA BİR DOLAP DAHA VAR.


OTURDUĞUM ALANDA.


İÇİNE SANATLA İLGİLİ YAZILAR, KARTLAR,

KESİNTİLER KOYMUŞUM.

***
BİRAZ ÖNCE BU DOLABIN KAPAĞINI AÇTIM.

SEVGİ SOYSAL KUCAĞIMA DÜŞTÜ.

MİLLİYET SANAT. 

3 Aralık 1976 TARİHLİ.



SEVGİ DERGİNİN KAPAĞINDAN BANA GÜLÜYOR.

İÇ SAYFALARDA 
SEVGİ İLE İLGİLİ UZUN BİR YAZI.

Abdi İpekçi, Ali Ulvi, Altan Öymen, Atilla İlhan, Erdal Öz, Güner Sümer, Haldun Taner, Murat Belge, Mümtaz Soysal (eşi) Ömer Faruk Toprak, Örsan Öymen, Tezer Özlü Kıral, Vedat Günyol’un SEVGİ’NİN ÖLÜMÜ ÜZERİNE YAZDIKLARI. ÇİZDİKLERİ.

TEK TEK OKUDUM.

OKUDUKÇA HÜZÜNLENDİM.

HÜZENLENDİKÇE OKUDUM.

BUNLARI PAYLAŞMALIYIM DİYE DÜŞÜNDÜM.

NİYE YALNIZ BEN OKUYORUM.

HERKES OKUSUN.

ASLINDA ZAMANINDA HERKES OKUMUŞTUR BUNLARI.
.
AMA BİRİKTİREN OLMAMIŞTIR.

UNUTULUP GİTMİŞTİR.

***

DOLAPTA BİR KUTU DAHA VAR.

İÇİ EŞREF ÜREN’LE DOLU.

RESSAM EŞREF ÜREN’LE.


(1970'de başlayan resim serüvenim beni yalnız tablo sahibi yapmadı, pek çok da dost kazanmama neden oldu. Eşref Üren bunların başında gelir. Eşref bey, bir İstanbul beyefendisiydi. 
Gün boyu, Güzel Sanatlar Galerisi'nde olurdu. Giriş kapısının tam karşısındaki bir masada otururdu. Gözleri uzaktan gelenleri pek seçemezdi. Ancak yakınına geldiğimde beni tanır ve daha önce görüp ayağa kalkamadığı için özür dilerdi. (...) Eşref bey çok iyi bir eleştirmendi. Hep doğrudan yanaydı. Hatır için ne bir çift söz söylerdi ne de tek bir satır yazardı. Eleştirileri Ankara Sanat Dergisi'nde yayımlanıyordu. (…) Daha sonra iki yıl süreyle, ölene kadar, Cumhuriyet Gazetesi'nde yazdı. (…) Eşref bey Zaptiye Nazırı Fehim Paşa’nın oğluydu. (…) Babası, sokakta, linç edilerek can verirken yanındaydı ve dokuz yaşındaydı (…)

Eşref bey 27 Aralık 1897 günü Nişantaşı'nda doğmuş. Annem de aynı mahallede bir yıl sonra dünyaya gelmiş. Her karşılaşmamızda, "hemşehrim hanımefendi nasıllar" diye sorardı. Bize geldiği zaman da annemle ilgilenir, annemin yanında her konuda özgürce fikrimi söylediğim için annemi çok uygar bulurdu. (…)

Eşref beyle çok resim sergisi gezdim. Çok güzel anlatırdı. Benim anlayacağım gibi anlatırdı. (…)

Onu ilk tanıdığımda, Cebeci'ye giderken, Kurtuluş Orta Okulu'nun arkasında bir yerde oturuyordu. Sonra Ataç Sokak'a taşındı. Giriş katıydı. Tek bir odaydı. Hem atölye hem yaşam alanı hem de yatak odasıydı. Bir bölme ile mutfağa geçilirdi. Çocukluğu 40 odalı konaklarda geçen bir insanın sonradan tek odalı bir evde oturması, Eşref bey gibi kökten görmüş insanlar için, sorun olmamalıydı. Nitekim, olmadı da. Zaten, Eşref bey, o tek odalı evde çok odalı evde oturuyor gibi oturuyordu. (…)

EVİMİ EŞREF ÜREN’İN RESİMLERİ SÜSLÜYOR.

HER RESMİN AYRI BİR ANISI VAR.

***

BİR KUTU DAHA VAR DOLAPTA.

İÇİ HÜSEYİN YÜCE İLE DOLU.


HÜSEYİN YÜCE KENDİNİ ŞÖYLE ANLATIYOR:

“Beş göbekten beri yerleşik bulunduğumuz Kütahya İli'ne bağlı ‘Göveçci’ köyündenim. Dört erkek kardeşin en büyüğü ve 1928 doğumluyum. Ailem içinde resimle uğraşan tek benim. Küçükken 
köy imamından Arap harflerini, 12 yaşımda devletin açtığı 3 aylık gece kurslarında yeni alfebeyi öğrendim. Yukarıda belirttiğim gibi 
ilk dersimi köy imamından almıştım; İmam hattat idi. Böylece 'Hat' yazısını tanıdım. Sanırım bu tanışıklık resim melekemin temelini sağladı. Tuvalle tanışmam, gençlik günlerime rastlar. Günlerden birgün 'Gölet' mevkiinde değirmen suyunu seyrediyordum. O sırada kolunun altında ne olduğunu bilmediğim bir malzeme ile çıkagelen Sn. Necati Astarcıoğlu'na "Elinizdeki nedir?" diye sormuştum. Cevaben, "Buna Tuval denir. Üzerine resim yapılır, şu değirmeni resimleyeceğim istersen sen de seyret" deyişi hala kulaklarımda. Sn. Astarcıoğlu bana tuval'i tanıtmakla kalmadı, ayrıca resimle tanışmamı da sağladı. Atelyesine 'Hıdırlık' mevkiinin resmini yapmakta olduğu sırada gitmiştim. O resim yaparken ben de resme yakın ve uzak mesafelerden bakıyordum. Atelyede o sırada bulunan bir bey Sn. Astarcıoğlu'na hitaben, "köylüye bak, resme uzak ve yakından bakmasını biliyor" diyordu. Daha sonra Sn. Astarcıoğlu'nun teşvikleriyle resme başladım. İlk yaptığım resim, İlkokul Alfabesi'nde bulunan İsmet Paşa Portresi ile tabiattan bir Orman resmi oldu. İlk kişisel sergim 1965 yılında Kütahya Güzel Sanatlar Galerisinde, ikinci kişisel sergim 1968'de Ankara Güzel Sanatlar Galerisi ile takiben Köy İşleri Bakanlığı'nda açıldı. Bu güne kadar birçok sergi açtım, devlet sergilerine katıldım, DYO'dan Mansiyon aldım. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok koleksiyonda resimlerim bulunuyor. Söyleyeceklerim ana hatlarıyla bunlar. Teşekkür ederim.’’

HÜSEYİN YÜCE BU SÖYLEŞİYİ KAÇ YILINDA YAPMIŞ,

KİMİNLE YAPMIŞ BİLMİYORUM.

ANKARA’DA ARMONİ SANAT GALERİSİ’NDE 
 4 ŞUBAT-5 MART 1996 TARİHLERİ ARASINDA AÇACAĞI 
SERGİNİN DAVETİYESİ VAR BENDE. ORADA GÖRDÜM.

HÜSEYİN YÜCE’NİN RESMİ İLE İLK KEZ
KARMA BİR SERGİDE 
KARŞILAŞTIM.
ANKARA’DA. GÜZEL SANATLAR GALERİSİ’NDE.


TEK BİR RESİMDİ. ALMAK İÇİN ÇOK DÜŞÜNDÜM.
ALACAĞIM RESMİ ÇOK RESİM ARASINDAN SEÇİP ALMAK İSTERDİM.
AMA BÖYLE BİR ŞANSIM YOKTU.
O RESMİ ALDIM.

KİŞİSEL SERGİSİNİ İSE 1968 YILINDA GENE ANKARA’DA 
GENE GÜZEL SANATLAR GALERİSİ’NDE AÇMIŞTI.

O SERGİDE TANIŞTIK.

BU KEZ ALMAK İSTEDİĞİM RESMİ ÇOKLAR İÇİNDEN SEÇMİŞTİM.

ÇOK SONRA GÖNDERDİĞİ BİR KARTTA, “ilk tanıştığımız gün sıcak dostane karşılamanı hiç unutmadım” DİYE YAZACAKTI.

KUTU, Turan Erol, Eşref Üren, Kaya Özsezgin’in,


“naif” Bir ressam DEDİKLERİ HÜSEYİN YÜCE’NİN
“naif” 
MEKTUPLARIYLA DOLU.

“Biliyorsun sana verdiğim değeri kimseye veremem ne yazık ki sık sık bir araya gelip konuşmak olamıyor çok şeyler söylemek isterim”

DİYOR 4 Nisan1994 TARİHLİ MEKTUBUNUN BİR YERİNDE.

BU MEKTUPLAR NE OLACAK?

YIRTILIP ATILACAK MI?

İÇİM SIZLIYOR.

***

BİR SARI KUTU.
AYNI DOLAPTA.




ÜZERİNDE SUNFLOWER YAZIYOR.

YANDAN, SİYAH LASTİKLİ
AÇTIM.

İÇİNDE MURATHAN VAR.


MURATHAN MUNGAN.
BENİM İÇİN DÜŞÜNDÜKLERİ.

GÖRÜŞLERİ. TARİFLERİ. YORUMLARI.

BAŞKALARINA BENİM İÇİN SÖYLEDİKLERİ.

HEPSİNİ KAYDETMİŞİM.

ALMANYA’DAN, AVUSTURYA’DAN, İSTANBUL’DAN

GÖNDERDİĞİ KARTLAR VE İKİ MEKTUP.

ATSAM MI
BAŞKALARI ATMADAN.

YOKSA TUTSAM MI?

AÇIP, AÇIP BAKSAM MI?

GURURLA.

ZAMAN ZAMAN.

PİCUS, MİLLİYET SANAT
 2003, 2004 TARİHLİ.

YAZILARI VAR İÇİNDE.

MAHMUT İLE YEZİDA, ANTALYA DEVLET TİYATROSU

MAHMUT İLE YEZİDA, ANKARA DEVLET TİYATROSU

TAZİYE, ANTALYA DEVLET TİYATROSU

GEYİKLER LANETLER, ANTALYA DEVLET TİYATROSU

GEYİKLER LANETLER, ANKARA DEVLET TİYATROSU


ÖZENLE HAZIRLANMIŞ BROŞÜRLER.

DUMRUL İLE AZRAİL. ADAM ÖYKÜ’DE.

VE DAHA PEK ÇOK ŞEY.

ŞÖYLE BİR BAKTIM.
ŞÖYLE BİR BAKMADIM. 

UZUN, UZUN BAKTIM.

NE OLACAK BUNLAR?


SEVGİYLE BİRİKTİRDİKLERİM.
NE OLACAK?

***

BUGÜN 21 NİSAN. 

MURATHAN’IN DOĞUM GÜNÜ.


YANDAN SİYAH LASTİKLİ SARI KUTUYU
DOĞUM GÜNÜ ARMAĞANI OLARAK ONA VERSEM Mİ?
.....................
Bu yazıya gelen 18 yorumu aşağıda bulacaksınız.

18 Yorum

Ayşe Nilgün Öztekin‪ sizi canı yürekten kutluyorum...

Dilek BrownOlcay hanım ne güzel akıcı yazmışsınız tekrar. Atmayın dursun blog sayfasına filan yüklersiniz sonra yavaş yavaş:) birde şimdi sayfaların kopyalarını fotoğrafla çekip digital yapan uygulamalar var. Pic scanner filan diye belki o apartmandaki delikanlı yada Üzeyir yardımcı olur ve bizlerle paylaşmaya devam edersiniz:)

‪Ahmet Hidir‪ Atmayın lütfen. ....yazınızı paylaşmak istiyorum izninizle.....

‪Gülseren SarıTaş‪ Atmayın Olcay abla'cığım .Lütfen bizlerle paylaşın okumak'tan çok mutlu oluyoruz.Size sonsuz ‪👏‪👏‪👏‪👏‪👏 lar.

Nihat Taner‪ Yenişehir'de Bir Öğle Vakti, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu. Ne yetenekli bir yazardı. Kardeşi İzzet bey ile bir ara aynı şirkette çalışmıştık

‪Zeynep Erkut‪ Atmayın Olcay Ablacığım, bence scan ettiklerinizi bir kısa kitap haline getirin ‪:-)

‪Ayşe Tanju‪ Ne mutlu ,sakın atmayın Olcay Hn, o kadar değerli ki böyle şeyler‪😊

‪Gülten Uzbilge‪ Gene merakla okuduğum fotoraflara baktığım bir yazı Muhteşemsiniz. Anılarınız da öyle.‪<3

‪Sema Emine Aydınelli‪ Olcaycığım, hazinelere sahipsin....

‪Sema Emine Aydınelli‪ Sevgi Soysal ın ölümü üzerine, eşi Mümtaz Soysal ın "Sevgiye Sevgi" başlıklı yazısı ben de de saklıdır....

‪Biricik Iskender Maltepe‪ Olcay Hanım, ne güzel yaşanmışlıklar... Bence yer değiştirmeyi hak etmiyor bu güzel hatıralar. Bence de saklayın lütfen ‪❤️

‪Zerrin Ulusman‪ Sakın atmayın lütfen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder