Onu oradan kurtarmaya çalışırken bu kez kertenkelenin bir ayağından duvara çivilenmiş olduğunu gördü.
On yıl önce yapılan eve kapısı takılırken dışarıdan çakılan bir çivi, kapıyla duvar arasında bulunan kertenkelenin ayağına isabet etmiş olmalı diye düşündü.
Peki nasıl olmuştu da bu kertenkele, kıpırdayamadığı bu karanlık duvar boşluğunda on yıldır canlı kalmayı başarmıştı?
Mimar, tamirat işlerini bir kenara bırakarak kertenkeleyi izlemeye başladı. Bu kertenkele sadece havayla beslenemeyeceğine göre, bunca yıl yaşamını nasıl sürdürebildiğini merak ediyordu.
Bir süre sonra duvar boşluğunda bir hareket oldu. Japon mimar, nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkelenin geldiğini gördü. Gelen kertenkele, yerinden kıpırdayamayacak halde olana ağzında yiyecek taşıyordu.
Bu kertenkele diğerinin belki annesi, belki eşi, belki de arkadaşıydı.
Kim bilir?
Ama bilinen bir şey vardı ki aralarındaki güçlü sevgi, birinin bıkıp usanmadan diğerini hayatta tutabilmek için ona yiyecek taşımasına neden olmuştu.
Yukarıdaki öykü bana internetten geldi.
Arşivime koymuştum.
Bu gece, artık tarihin 14 Şubat’a döndüğü bir saatte aklıma geldi.
Ve Sevgililer Günü armağanı olarak sizlere göndermek istedim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder